Sirius erkenden kalktı.Aslında uykusu vardı.Ama Remus gelicekti bugün ve hazırlanması gerekiyordu.Homurdanarak yataktan kalktı ve duş almak için banyanun yolunu tuttu.Duştan çıktıktan sonra aynanın karşısına geçti.Eski yakışıklılığı yoktu yüzü çökmüş ve yaşlanmıştı.içinden"Benim ruhum genç"dedi.
"Kreacher"diye bağırdı."Nerde budala cin,umarım sölediğim şeyleri yapmıştır yapmadıysa bu sefer onu kimse alamaz elimden" dedi kendi kendine.[color=red]Mutfak'a girdiğinde cin harıl harıl çalışıyordu.Sirius gözlerine inanamadı.Pastalar,börekler.kaymak biraları hepsi servise hazırdı
"Aferin Kreacher"dedi.
"Kreacher Black'lere hep hizmet eder"dedi cin.
Sirius bir kaymak birası alıp oturma odasına geçti.Remusun gelmesine çok vardı.Sirius kaymak birasından bir yudum almıştıki kapı çaldı."Remus olamaz diye düşündü"
İçeri bir kız girdi.Bu kızı tanıyordu.
"Nymphadora"dedi şaşırarak.Sirius Tonks'u uzun zamandır göremiyordu.Şaşkınlığı üstünden atıp "Hoşgeldin"dedi ve Tonks'u kucakladı
"Seni görmeyeli uzun zaman oluyor kuzen hangi rüzgar attı seni buraya"dedi.Tonks ağzını açmıştı ki tekrar kapı çaldı.
Tonks "ben bakarım"dedi ve kapıyo doğru gitti.
Kapı açıldığında dışarda Remus dikiliyordu.Merhaba ben Sirius'un arkadaşıyım örgüt için geldim''dedi ve içeri girdi.Sirius onu kucakladıktan sonra ''Merhaba Patiayak'' dedi ve kendini oturma odasındaki koltuklardan birine attı.
"Hoşgeldin Remus"dedi Sirius."Tanıştırayım bu benim kuzenim Tonks..Nymphadora Tonks"dedi.ve ikisine de birer kaymak birası uzatıp koltuklardan birine çöktü.